Seçim rüzgarı her yanı sarmış durumda. En küçük partilere kadar tüm siyasiler meydanlarda, sokaklarda vatandaşla bir arada. Bir oy daha fazla alabilmek adına partiler siyasiler savaş veriyor. Sert demeçler, atışmalar bir oy daha fazla alabilmek adına. Haliyle parti liderlerinin bu sert demeçleri ve atışmaları sokağa kadar iniyor. Nedenini vatandaşında öyle kolay açıklayamadığı bir sertlikte partizanlıklar baş gösteriyor. Uğruna mücadele verip dostlarımızı karşımıza almamıza neden olan tartışma 7 hazirandan sonra kademe kademe azalıp yok olacak. Baki kalan kırgınlıklar olacak her seçimden geriye kaldığı gibi.
Fakat unutulan bir kaç şey var. Bunların en bilineni ve listenin en tepesinde olan şey siyasilerin bu sert ve saldırgan tutumlarının tamamen yapay olduğu.
Bugün birbirine en sert şekilde yüklenen yerel siyasiler bile ufak bir davet yada organizasyonda sanki hiçbir şey olmamışçasına bir arada durabiliyor. Ya da daha kötüsü siyasiler dün en ağır eleştirileri ve hatta hakaretleri yağdırdıkları siyasi görüşü bir gün benimseyebiliyorlar. Buna örnek vermeyeceği, son zamanlarda çok kez gördük ve her seçim öncesi de eminim ki görmeye devam edeceğiz.
"U" her partide olumlu ya da olumsuz bu denli yaygın iken vatandaşın partilere ve hatta bu "U" dönüşü sahiplerine partizanca bağlı oluşuna ben pek anlam veremiyorum. Sandık gidince dediğim gibi kademe kademe kaybolup gidecek tüm bu siyasi atmosfer. Yaşamınızı şekillendirirken, yahut sohbet edeceğiniz insanların ne görüşte olduğuna dikkat ederek yanlarına giderseniz bir gün yanına gidecek kimse bulamayacağınıza emin olabilirsiniz. Siyasetin sadece bir akşam sohbeti olabileceğini ve ötesini en azından bizim ülkemizde hak etmediğini unutmayın. Kimseyi fikrinden yada siyasi görüşünden ötürü kendinizden uzaklaştırmayın ve kendinize çekmeyin. Eğer böyle yapıyorsanız büyük hata yapıyorsunuz demektir.
Sandık gider, biz bize kalırız
