Ereğli eğitim Sen tarafından gezi olaylarının yıldönümü nedeniyle Şehir merkezinde toplanılarak anıt önüne kadar yürüyen kalabalık, burada bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Eylem de basın açıklamasını okuyan Ereğli eğitim Sen Şube Başkanı İbrahim Koç "31 Mayıs`ta 11 yıldır ülkede hüküm süren AKP`nin zulüm ve baskı düzenine karşı gelişen öfke Türkiye`nin dört bir yanına dalga dalga yayılan halk direnişine dönüştü" dedi.
Koç konuşmasında " Sokak sokak, mahalle mahalle tüm ülkeye yayılan direniş sadece Gezi Parkı`nı değil, bütün bir ülkeyi sermayenin talanına açan, yıllardır emek ve demokrasi düşmanlığının bayraktarlığını yapan, tüm özgürlük ve demokrasi alanlarını daraltanlara karşı halkın yükselen tepkisinin ifadesi oldu. Gezi direnişi, AKP`nin sömürü, zorba ve gerici düzeninde sesi ve nefesi zorla kesilen halkın aldığı nefes, haykırdığı sesti. Kadınlara, gençlere ve toplumun tüm ilerici-özgürlükçü değerlerine yönelik yukarıdan aşağı gelişen saldırılara karşı, özgürlüğü hedef alanlara karşı özgür bir ülke ve hayat kurma mücadelesiydi. Sokaklarda dehşet saçan polis şiddetine ve bu şiddetin emrini verenlere karşı tüm değer ve renklerimizle, yıkılmaz dayanışma duygumuz ve direnme gücümüzle kurulan ve bugün de dimdik ayakta kalan barikattır Gezi. O barikatın ardında AKP faşizmine geçit vermemektir. En ufak itiraza karşı güç kullanmayı alışkanlık haline getiren AKP, polisiyle yaşam alanlarımıza gaz bombaları yağdırıyor, silah kullanıyor, halkın can güvenliği, bizzat kendilerini korumakla görevlendirilenler tarafından tehdit ediliyor. Demokratik ve meşru talepleri için alanlara çıkan herkes düşman olarak görülüyor, insanların cenazelerini bile istedikleri gibi kaldırmasına izin verilmiyor, Berkin Elvanın cenazesine katılan yüzbinler "terörist" olarak niteleniyor.
Okmeydanında bizzat polis şiddetiyle büyütülen olaylar bahane edilerek Aleviler düşman olarak gösterilmeye devam ediliyor. Sokaklarda öldürülmeleri yetmezmiş gibi artık cemevi bahçesinde öldürülüyorlar. Daha fazla kar için her gün 5-6 işçiye mezar olan azgın sömürü ağı, Somada kitlesel katliama ulaşarak bu ülkenin yoksul çocuklarını yerin yüzlerce metre altında ölüme gönderiyor, katillerin yargılanmasını isteyen ölen madencilerin yakınları dahil herkes polisin şiddetine uğruyor. AKPnin tam desteğini arkasına alan polis hiçbir hukuki kritere bağlı kalmaksızın saldırıyor, dövüyor, gözaltına alıyor ve öldürüyor. Kendisini son padişah zanneden Başbakan; bir araya geldiğimizde, sesimizi birleştirdiğimizde oluşan gücü ayrıştırıcı nefret söylemleriyle, polis şiddetiyle yıkmak parçalamak istiyor. Bu Daha Başlangıç! Tüm ipliği pazara çıkmış bu kirli düzenin kurucuları ve sürdürücüleri, iktidarını ancak zorbalıkla sürdürebileceğini sananlar bu direnişi bastıramayacaklar.
Yaklaşık bir yıldır akıl almaz, vicdana sığmaz polis şiddetine, gözaltılara, tutuklamalara, her türlü baskıya, karalamaya, hukuku askıya alan uygulamalara, yalan ve dolana karşı haklı, meşru ve kararlı mücadelemiz sürüyor. Biliyoruz, birimiz olmadan eksiğiz. Biliyoruz, mücadelemizde bir adım daha atmazsak Ethem, Ali İsmail, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni, Hasan Ferit, Ahmet, Abdullah, Mehmet İstif, Fadime Ana, Berkin Elvan, Uğur Kurt, Ayhan Yılmaz ve Soma`da Kaybettiğimiz canların yaktığı gibi daha çok canımız yanacak. Biliyoruz, hak verilmez alınır. Fıtratı katliamlardan beslenenlere karşı onurlu bir yaşam, üretenlerin birliğinden gelen gücüyle, gençliğin coşkusuyla, kadınların isyanıyla, kültüründen ve kimliğinden ötekileştirilenlerin haklı ve kararlı mücadeleleriyle kazanılır.İşyerlerinde ve alanlarda eşit, özgür ve demokratik bir ülke mücadelesini yıllardır sürdüren kamu emekçileri olarak bu mücadeleyi tüm Gezi dinamikleriyle büyütme kararlığımızla;
Sevgi ve özlemle andığımız gençlerin umutlarına sahip çıkarak acılarımızı ve öfkelerimizi umudumuza katıyor, şimdi eşit, özgür ve barış içinde bir Türkiye için bugün Gezinin birinci yıldönümünde Türkiye`nin dört bir yanında meydanlardayız" dedi.
Kalabalık açıklamanın ardından olaysız şekilde dağıldı.