Gönülden Hayvan Severler Derneği Yönetim Kurulu ve üyeleri tarafından, Atatürk anıtı önünde, Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında hazırlanan tasarıda, eksiklikler ve yanlışlar olduğu vurgulanarak, 22 Ekim 2018’de kabul edilen tasarı kapsamında sokak hayvanlarının ölüme terk edileceği iddia edildi.
Gönülden Hayvan Severler Derneği Başkanı Belgin Kurt Alcan, yaptığı basın açıklamasında şunları kaydetti;
Geçtiğimiz hafta, Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu’nun, Tarım ve Orman Bakanlığı’nda Sayın Bakan Bekir Pakdemirli’nin de katıldığı ve yetkililer ile gerçekleştirdikleri toplantıda, sokak hayvanlarının sürgünü, katliamı ve esareti ile sonuçlanacak bir yasa tasarısı taslağının 22 Ekim’de hazırlandığını öğrenmiş bulunmaktayız. Buradaki basın açıklamamız ile ülkemizin birçok il ve ilçesiyle aynı anda diyoruz ki ‘Can veririz, can vermeyiz!”
Tasarının üçüncü maddesinde toplanıp kısırlaştırılan hayvanlardan sahiplendirilemeyenler, okul, hastane, ibadet yerleri, çocuk oyun alanı gibi toplumun yoğun olarak kullanıldığı yerler hariç, alındıkları ortama bırakılır der. Bu bağlamda, hayvanlar şehir merkezlerinden alınıp şehir dışlarına, dar gelirli ve fakir insanların oturduğu kenar mahallelere sürgün edilecek, belki de orman ve ücra köşelere ölüme terk edilecek. Dolayısıyla, kısırlaştır-aşılat-aldığın yere bırak ana prensibi ile çıkartılan Hayvanları Koruma Kanunu’nun bu ilkesi korunmalıdır.
Tasarının beşinci maddesinde, bakımevlerindeki hayvanların petshoplarda satılmasını hükme bağlamıştır. ‘Petshoplarda hayvan bulundurulamaz ancak üretim çiftlikleri ve bakımevlerindeki hayvanlar satılabilir’ denmektedir.
Tasarının sekizinci maddesinde nüfusu 100 binden az olan ki sayısı 970’i bulan belediyelerde kısırlaştırma merkezi kurulmasına gerek görülmemiştir. Oysa, sahipsiz hayvan sorununun çözümü için kısırlaştırmanın daha da genişletilip seferberlik haline getirilmesi gerekir. Mevcut yasada ve yönetmelikte tüm belediyelerin kısırlaştırma bakım merkezi kurma hükmü vardır.
Sokak hayvanları, özellikle son yıllarda tanık olduğumuz gibi, korkunç bir zulme maruz bırakılmaktadır. Bu ülkenin vicdanlı insanları olarak, bu zulmün engellenmesi için ‘Hayvana karşı şiddet, tecavüz suçtur’ diyerek hayvanlara karşı işlenen suçların, Türk Ceza Kanunu kapsamına alınması ve faillere en az, 2 yıl 1 aydan başlamak üzere, ertelemesiz hapis cezası verilmesini istiyoruz. Erteleme yapıldığı takdirde caydırıcılığı azalacağı kanaatindeyiz.
Ayrıca, yaralama, öldürme, eziyet ve cinsel saldırı ile hayvanları dövüştürme eylemlerinin tasarıda ayrı ayrı düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. ‘Bu maddeler, insanlara yönelik şiddet eylemlerinde nasıl ayrı ayrı düzenlenmişse, hayvanlar içinde böyle olmalıdır.
Tasarıda olumsuzlukların yanında olumlu maddeler de yer almaktadır. Hayvana yönelik şiddet, kötü muamele ve istismarın şu ana kadar ‘yere tükürmek’ ile aynı kapsamda değerlendirilmesinin çok büyük bir yanlış olduğunu belirtmek isteriz.Yeni tasarıda bu maddelerden en önemlisi de hayvana şiddet artık kabahat değil suç sayılacaktır. Mahkemece yargılama sonucu durum kesinleştiyse, suçlar sabıka kaydına işlenecek, hapis cezası alabilecek ve yüklü para cezası verilebilecektir.Bu toplumsal talebi karşılamak yerine, Tarım ve Orman Bakanlığı bürokratlarının hazırladığı, sokak hayvanlarının katline neden olacak yasayı asla kabul etmiyoruz.
Sokak hayvanlarına yönelik zulüm durdurulmadıkça, taleplerimiz doğrultusunda bir cezai düzenleme yapılmadıkça ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri dikkate alınmadan yasa taslakları hazırlandıkça, hayvanları korumak için var gücümüzle mücadele edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz.”
