SON DAKİKA

263 MADEN ŞEHİDİ ANILDI

3 Mart 1992 tarihinde TTK Kozlu Müessesesi’ne bağlı ocakta meydana gelen maden faciasında hayatlarını kaybeden 263 maden şehidi, facianın 23. yılında anıldı. 03 Mart, 2015 11:38 Güncelleme: 03 Mart, 2015 11:38 263 MADEN ŞEHİDİ ANILDI

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK)  Kozlu Müessesesi Uzunmehmet kuyu başında yapılan anma programına Vali Yardımcısı Ahmet Mailoğlu, Kilimli Kaymakamı  Murat Kütük, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, TTK Genel Müdürü Burhan İnan,  İl Emniyet Müdürü Osman Ak,  Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, TTK Kozlu Müessese Müdürü Kazım Eroğlu, CHP İl Başkanı Ertuğrul Koltuk, siyasi partilerin milletvekili aday adayları, siyasi parti temsilcileri, GMİS Genel Merkez ve şubeler yöneticileri, sivil toplum örgütleri ile meslek odalarının başkanları,  maden şehitlerinin yakınları ve madenciler katıldı.
Anma programı hayatlarını kaybeden maden işçilerine saygı duruşunda bulunulmasıyla başladı.

KOLÇAK; MADEN İŞÇİSİ YORGUN, HUZURSUZ, MUTSUZ VE KIRGIN…

GMİS Kozlu Şube Başkanı Hüseyin Kolçak, “23 yıl önce burada 16-24 vardiyasında kaybettiğimiz 263 maden şehidimizi anmak için toplandık. Tüm maden şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Bu ortak acımızı uzaktan-yakından gelerek bizlerle paylaşan sayın misafirlerimize teşekkür ediyoruz.

Ülkemizin kalkınması için yerin yüzlerce metre altında canla-başla savaşan işçi kardeşlerimizin hepsi birer kahramandır.

Onların duygularını dört kelime üzerinden anlatmak istiyorum.

Maden işçisi yorgun, maden işçisi huzursuz, maden işçisi mutsuz, maden işçisi kızgın.

Maden işçisi yorgun, çünkü işçi açıklarından dolayı her gün 3 ya da 5 kişinin yapacağı işi tek başına yapmaya çalışıyor.

Maden işçisi huzursuz, çünkü Zonguldak üzerine, TTK üzerine hazırlanmış planlar var. Bunları hepimiz biliyoruz. Maden işçisini bu kadar huzursuz etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Maden işçisinin ekmeğiyle, işiyle, aşıyla hiç kimsenin oynamaya hakkı yoktur. Kimse 100 yıldır bu vatana bakan maden işçisinin, Zonguldak’ın kaderiyle oynayamaz.

Burada çok sayıda siyasetçi ve milletvekili aday adayları var. Gelecek dönemde Meclis’te yerini aldığınız zaman, parti ayrımı gözetmeksizin, maden işçisinin hakkını hukukunu savunmazsanız hakkımızı size helal etmiyoruz.

Maden işçisi mutsuz va kızgın. Biz madenciler olarak ekmeğimiz, aşımız için, kurumumuzun ve ülkemizin geleceği için çalışıyoruz. Burada 17 sanatta ayrı çalışan 17 ayrı ücret var. Burada en yüksek ücret 2 bin 100 lira.  Madenci, yerin yüzlerce metre altında canla-başla çalışıyor ama emeğinin karşılığını alamıyor.

Soma’da 301, Ermenek’te 18 canımızı yitirdik. Çıkarılan yasalardan buradaki maden işçilerinin hiçbiri en küçük bir kazanç sağlamış değil” dedi.

ALABAŞ; TÜRKİYE’NİN ZONGULDAK’A, MADENCİYE İHTİYACI VAR

Bundan tam 23 yıl önce burada büyük bir grizu faciası yaşadık. 263 arkadaşımızı kaybettik.

Arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.

2010 yılında Karadon’da, 2013 yılında Kozlu’da, 2014 yılında Soma’da, Ermenek’te taşeron facialarında hayatını kaybeden kardeşlerimiz başta olmak üzere, tüm maden şehitlerimizi bir kez daha rahmet, sevgi ve saygıyla anıyoruz. Ruhları Şad olsun.

DAHA GÜVENLİ ŞARTLARDA ÇALIŞMANIN YOLLARINI ARIYORUZ

Bütün dünyanın kabul ettiği, madenciliğin en zor ve riskli meslek olduğunu bizler yaşayarak öğrendik. Bu havzada, 167 yıldır kömür üretiyoruz. Yaklaşık 5 bin şehit verdik.

Her acıdan dersler çıkarıyor, dünyadaki gelişmeleri de izleyerek daha sağlıklı, daha güvenli şartlarda çalışmanın yollarını aradık, arıyoruz.

17 Mayıs 2010’da Karadon’da, 7 Ocak 2013’te Kozlu’da yaşadığımız facialardan sonra taşeronlaşmaya karşı uyarılarımızı yaptık. Bu uyarılara kulaklarını tıkayanlar, Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde ülkemiz tarihinin en büyük iş cinayetine yol açtılar.

Soma’da 301 madenci kardeşimizi, büyük ihmallere ve kar hırsına kurban verdik.

Bu yanlışlara karşı mücadelemizi, sonuç alıncaya kadar ara vermeksizin sürdüreceğiz.

TAŞKÖMÜRÜ, DÜNYANIN EN DEĞERLİ YERALTI KAYNAKLARINDAN BİRİ

Taşkömürü, halen dünyanın en değerli ve en önemli yeraltı kaynaklarından biri.

Daha uzun yıllar bu önemini ve değerini koruyacak. Zonguldak Havzası’nda 1 milyar 300 milyon tonluk taşkömürü rezervi var. Bizler, ülkemizin bu zenginliğini üretmek, yerüstüne çıkararak ülkemizin ekonomisine katkı sağlamak istiyoruz.

Bu mücadeleyi verirken de sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışmak istiyoruz.

KÖMÜR İTHAL EDENLER KAZANIYOR

Türkiye’nin yıllık yaklaşık 26 milyon ton taşkömürüne ihtiyacı var.

Kömür burada var.TTK’nın kurulu kapasitesi 5 milyon ton. Ama yeterince üretemiyoruz.

Neden, çünkü işçi açıklarını gideremiyorlar.

Kurum yöneticilerinin ve bizim uyarılarımızı kulak ardı ediyorlar. Ve Türkiye, taşkömürü ihtiyacının çok büyük bir çoğunluğunu dışarıdan alıyor. Kömür ithal eden birileri kazanırken, ülke ve millet olarak biz kaybediyoruz.

DEVLET CİDDİYETİNE İHTİYAÇ VAR

Kurum, 2013 yılı sonu itibarıyla acilen ihtiyaç duyulan işçi sayısının 3 bin 200 olduğunu ilgililere bildirdi ve talepte bulundu.

Ama Hükümet ve devlet adına karar vericiler, bu talebi ciddiye almıyor.

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun ve Zonguldak’ın bir devlet ciddiyetiyle yönetilmeye ihtiyacı var.

Ülkemizin yıllık 26 milyon ton taşkömürüne ihtiyacı varken ve Zonguldak’taki işsizler göç ederken, Hükümetin bu duyarsızlığına karşı hep birlikte sesimizi yükseltmek zorundayız.

Bu gerçekleri bıkmadan usanmadan anlattık, anlatıyoruz.Bizler, bölge insanı olarak siyasi iradenin gerekli adımları bir an önce atmasını istiyoruz.

TTK’YA SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Son günlerde TTK’nın özelleştirmesi ya da küçültülmesiyle ilgili bazı söylemler oldu.  Özellikle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın söylediklerini Genel Maden İşçileri Sendikası olarak Zonguldak halkı olarak asla kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.

Dün de TTK ile ilgili böyle söylenmişti bugün de birileri çıkıp bunları söylüyor ve

Dün TTK ile ilgili olumsuz söylemlerde bulunan siyasetçilerin adı bile hatırlanmazken, bugün TTK üretmeye devam ediyor.

Siyasetin çöplüğü, Zonguldak’a ve TTK’ya artniyetli bakan siyasetçilerle doludur.

Zonguldak halkı ve maden işçileri ile Genel Maden İşçileri Sendikası, TTK’ya bugüne kadar nasıl sahip çıktıysa bugün de aynı şekilde sahip çıkacaktır.

TÜRKİYE’NİN ZONGULDAK’A İHTİYACI VAR

Türkiye’nin Zonguldak’a, taşkömürüne, TTK’ya, yani sizlere ihtiyacı var.

Sizin sağlığınız ve huzurunuz, öncelikle aileniz ve sonra da, bu ülke ve toplum için çok önemli.

Her şeyden önce sağlığınıza ve iş sağlığı ve güvenliğine dikkat edeceksiniz.

Çalışma ortamınızın güvenli olmasını sağlayacaksınız.

2014 yılında madencilik sektörü, tarihe mal olan kazalar yaşadı.

Çok şükür biz TTK olarak uzun yıllardır ilk kez ölümlü iş kazası yaşamadık.

Allah, inşallah bir daha yaşatmaz.

Biz sizlerin her türlü sorununuzu çözmek, sağlıklı ve verimli çalışacağınız koşulları yaratmakla sorumluyuz. Bizim öncelikli görevimiz budur.

Sonrasında birlik ve beraberlik içinde, Kurumun, Zonguldak’ın, bölgenin ve ülkenin sorunlarını çözeriz.

Bu duygularla maden şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

İNAN: MADENCİ, MADENCİNİN KORUYUCUSUDUR

TTK Genel Müdürü Burhan İnan ise şöyle konuştu; “Bundan 23 yıl önce 1992 yılında benim de tam o sırada müessese müdürümüz ile birlikte ocak mühendisi olarak görev yaptığım dönemde, Türkiye madencilik tarihinin en büyük kazalarından birini yaşadık.

Çoğunuz çok gençsiniz. Çoğunuz o günleri görmedi. Bizler o acıları yaşadık. Bizler o acıları sizlere hatırlatmalıyız ki, ibret olsun, ders alınsın ve bunları bir daha yaşamayalım. Bunları yaşamamak için yapılması gerekenler, Sayın Genel Başkanın ifade ettiği gibi iş sağlığı ve güvenliği kurallarına harfiyen uymak ve birbirimizin kollayıcısı olmaktır. Madencilik son derece ağır ve tehlikeli bir iştir. Dolayısıyla madenci, madencinin gözetleyicisidir. Madenci, madencinin koruyucusudur. Bir madenci göçükte kaldığında diğerleri onu göçükten çeker alır. Bizim çalışma ortamımız çok farklıdır. Diğer çalışma ortamlarına hiç benzemez.

Bu tür kazalarda kaybettiklerimizi anarken hem onlara rahmet diliyoruz hem de bu kazalardan alınması gereken dersleri alıyoruz.

Tüm maden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, ruhları şad olsun. Ailelerine sabırlar diliyorum.

Sizler bizim için çok kıymetlisiniz. Dikkatli çalışın, iş sağlığı ve güvenliği kurallarını kesinlikle ihmal etmeyin. Bir şey olmaz mantığına hiçbir zaman sahip olmayın” dedi.

MAİLOĞLU; SİZLER GERÇEK KAHRAMANSINIZ

Vali Yardımcısı Ahmet Mailoğlu da şöyle konuştu;

“Ülkemiz ekonomisi için vazgeçilmez bir değer olan, dünyanın en stratejik ürünlerinden birini üreten ve bu uğurda terazinin öbür kefesine canını koyan gerçek kahramanlar, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Ben 4 yıl önce burada göreve başladığımda ilk toplantımız esnaflarlaydı. Aynı duyguyu orada da yaşadım.

Zonguldak’ın tüm vilayetlerden alacağı vardır, eğer bir ülkenin sanayisinden söz ediyorsak. Bunun için sizlerin yaptığı üretimle, ki dededen toruna bir üretim, hiçbir şekilde haklarınız ihlal edilemez. Dünyanın en helal kazancını kazanan insanlarsınız. Bizim hepimiz size herşekilde borçluyuz.

Keşke bu tür kazalar olmasıydı. Keşkelerin olmayacağı bir geleceğe, mutlu, huzurlu, müreffeh bir geleceğe inşallah bugünler vesile olur” dedi.

Konuşmaların ardından şehit madenciler için Kuran-ı Kerim okundu, dualar edildi.

1992 yılındaki kazayı yaşayan 4 maden işçisine birer madenci heykeli hediye edildi.

Tören, kazasız-belasız çalışma temennisiyle kurban kesiminin ardından sona erdi.

Yorum Ekle