SON DAKİKA

Türkiye Kandil’i de temizlemeli!..

Türkiye Kandil’i de temizlemeli!.. 29 Mart, 2018 11:06 Güncelleme: 29 Mart, 2018 11:06 Türkiye Kandil’i de temizlemeli!..

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, “Türkiye, terörle ciddi anlamda bir sonuç alabilmek için Kandil’i de temizlemek zorundadır. Bir tarafı temizleyip öbür tarafı bırakmak yılanı yarım yaşatmaktır” dedi.

Çayır, partinin kurucusu ve ilk genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün yıldönümü dolayısıyla BBP Ereğli İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen etkinliklere katılmak üzere geldiği Karadeniz Ereğli’de düzenlediği basın toplantısında, ülke gündemi konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun 9. Şehadet yıldönümü Karadeniz Ereğli’ye geldiğini, 2 gün boyunca Muhsin Başkan’ı anlatmak için yola çıktıklarını ifade eden Çayır ““Bizim için Muhsin Yazıcıoğlu’nu anlatmak, anlamak, onun ilkelerini, davalarını, hayatını toplumla paylaşmak birinci derecede bir görevimiz. Bu görevimizi ifa ederken, Ereğlili arkadaşlarımızla beraber Akşam namazını müteakip bir mevlüt okutulacaktır. Bu mevlude katılmak için buradayım” dedi.

BBP Genel Başkan Yardımcısı şöyle devam etti:

“BBP Vatan denince, millet denince, ülkenin istikbali deyince kendi geleceğini hiçe sayan bir hareketin adıdır. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet bu topraklarda bağımsız, bağlantısız, kural koyucu olabilmesi için mutlaka güçlü ve kararlı olması gerekmektedir. Bulunduğumuz coğrafyanın zorlukları ortadadır. Bu zorlukları aşmak ve oluşturulan birtakım suni problemleri aşma gücüne sahiptir ülkemiz. Türkiye Cumhuriyeti kendi huzurunu, barışını, kendi başına almaya muktedirdir.
Hepimiz biliyoruz ki ülkeler ve topluluklar, huzur, barış ve güvenlik içinde yaşamak isterler. Türkiye de bu anlamda bu huzur ve güven ortamını oluşturmak zorundadır. ABD 25 bin kilometreden gelip Suriye’de, İran’da, Afganistan’da, Pakistan’da kendi iç güvenliği ve huzurunu ararken, yine Rusya binlerce kilometre uzaktan Ortadoğu’da rol kapma yarışına girerken, diğer kimi ülkeler, AB ve Çin ve gelişmekte olan ülkeler adım atarken, Türkiye kendi sınırlarında problem yaşarken bu konularda kayıtsız kalamaz, nötr kalamazdı.

Rahmetli Genel Başkanımızın da ifadesiyle 1985’te 1995’te, 2005’te ifade ettiği gibi, Türkiye mutlak anlamda kendi sınırları dışına taşark güvenlik çemberi açmak zorundaydı. Bu koridoru açmadan, içeride terörle mücadelede kısmi başarı elde etsek de kökü kazımada ve başarılı olmada sonuç almazdık. Şu anda El Bab’da, Cerablus’ta, Afrin’de yapılan Zeytin Dalı Harekatı bu anlamda mühimdir. Türkiye kendi toplumunun huzurunu korumak zorundadır. Bunu yapabilmek için de bataklığı kurutmak önemlidir. Bataklık nedir; PKK’lı teröristlerin sınırımızın on kilometre dışında, şehirlerde devlet kurmasıdır. Karşımızda devlet kuran bir PKK, Devlet kuran bir DEAŞ var, devlet kuran birtakım terör grupları var. Bunlar sınırlarımızda yaşadığı sürece, içerideki bazı unsurları da kaşımak suretiyle Türkiye’yi bölüp parçalama çabalarına devam edecekti.”

“TÜRKİYE ABD’NİN YÜZÜNÜ GÖRMÜŞTÜR”

Hükümetin ilk kez dışarıya taşarak, Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ve BBP’nin yıllardır sözünü ettiği güvenlik koridorunu oluşturmaya başladığını belirten Çayır şunları söyledi:
“Bu sevindiricidir ve Türkiye açısından terörü bitirmek ve güvenli bir toplum olmak açısından önemlidir. Bunu Kandil’e doğru uzatmak gerekir. Türkiye Cumhuriyeti sadece Menbiç’le, Tel Rıfat’la değil, Afrin’de bir zafer geldi, PKK’lı teröristler ardlarına bakmadan kaçtılar. Aslında Afrin’de yenilen PKK değil, Amerika’nın ta kendisidir. Amerika Son zamanlarda kendi menfaati ve geleceği için oradaki PKK’lı teröristlerle işbirliği için, onlara destek için mahir ve pervasız davranmakta. NATO’da müttefikimiz olan bu ülkenin, başka platformlarda bizimle işbirliği içinde olduğunu iddia eden bu ülkenin ikiyüzlülüğü bu coğrafyada yaşayan bütün toplumların aklını başına getirmeli, iyi düşündürmelidir. Türkiye artık ABD’nin yüzünü görmüştür. ABD artık bu şekilde politika yürütemez. Ya dost olduğunu gösterecek, ya düşman saflarında yerini sağlamlaştıracaktır. Oradaki PKK’lı teröristlere silah verip, hem de bizim yanımızda olduğunu iddia edemez.

Türkiye Cumhuriyeti Kandil’i de, Sincar’ı da, Tel Rıfat’ı da temizlemek zorundadır. Kamışlı bizim Mardin’in hemen karşısı. Ben elinde silahla bekleyen, her türlü teçhizatla donanmış, bana kastetmeyi kafasına koymuş grupları yaşatamam ki. Türkiye Cumhuriyeti kararlı bir şekilde bunların kökünü kazanıp bırakacaktır. Nihayetinde Türkiye, terörle ciddi anlamda bir sonuç alabilmek için Kandil’i de temizlemek zorundadır. Bir tarafı temizleyip öbür tarafı bırakmak yılanı yarım yaşatmaktır. Bilirsiniz, yılanın kafasını kesersiniz kuyruğu yaşar, kuyruğunu kesersiniz kafası yaşar. Kuyruğuyla birlikte kafasını da ezmek lazım gelir ki bir daha toplumda huzursuzluk çıkarmasın, milletin geleceği açısından kaos oluşturmasın.

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve şu andaki cumhurbaşkanının şu andaki kararlılığının BBP destekçisidir. Doğru yöntemler kullanılmaktadır, topyekün bir mücadele vardır. Adam belediye başkanı olmuş, maaş verdiği kişiler, Kandil’de elinde silahla dolaşan kişiler. Bu parayı Türk milletinden alıyor, Türk milletine silah sıkıyor. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. O belediye başkanları eline silah almamış olabilir ama silahlı teröristleri desteklemek suretiyle onlarla birlikte yer aldılar. Gerekli cevabı aldılar, onlarla ilgili topyekün mücadele verilmesi de yetmez. Bunlara cesaret veren herkesle topyekün mücadele gerekiyor.”

“AB YERİNE TÜRK İSLAM BİRLİĞİ…”

AB İle ilgili olarak. Türkiye’nin kendi coğrafyası ve kendi inanç coğrafyasının gereklerini yapmadığı sürece orada da bir ileri iki geri yerinde saymış olacağını savunan Çayır şunları söyledi:
“Biz kendi coğrafyamızın gereklerini yapmak durumundayız. İnanç coğrafyamızda iktisati, sosyal ve siyasi bir birliktelik kurmak zorundayız. Bunun anlamı şudur. İnanç coğrafyamızda, müslüman, Türk-İslam coğrafyasında mal ve insan serbest dolaşıma girdiği müddetçe bu ülke büyür ve huzurlu hale gelir. Aksi taktirde AB kapısında durarak Türkiye’nin gelecekte bir yere varması mümkün değildir. AB Normları dediğimiz insanlık normlarıdır. İlla bir gruba girerek insani değerler, adalet değerleri kazanmazsınız. Bunlar insani değerlerdir. Türkiye böyle bir gruba veya kulübe girmeksizin de mazisinde ve inanç kütüğünde bulunan adaletle, vicdanla ve hakkaniyetle bir medeniyet kurma görüşü ve kapasitesindedir. İnşallah AB kapısında dolanmaktansa, inanç coğrafyamızda birlikteliği, iktisadi, insanın serbest dolaşımı anlamında Türk İslam birliği kurulabilirse, ülkeler bu çatı altında birleştirilebilirse dünya kazanır, Türkiye kazanır, müslümanlar kazanır. İnşallah böyle bir birlikteliğin öncüsü hangi hükümet, hangi kişi, hangi kuruluş olursa BBP bunu destekler. Elbette isteriz ki iktidar olduğumuzda biz bunun öncülüğünü yapalım. Böyle bir şey olursa rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun cennet dünyasında da görüp mutlu olacağını düşünüyorum.”

Basın toplantısı esnasında BBP Zonguldak İl Başkanı Taner Yıldırım ve BBP Kdz Ereğli İlçe Başkanı Turabi Çelik ve partililer de hazır bulundu.

Yorum Ekle