SON DAKİKA

Madenci Kararlı

Genel Maden-İş Yönetimi Gelik’te madenciyi ziyaret etti 30 Ekim, 2017 09:41 Güncelleme: 30 Ekim, 2017 09:41 Madenci Kararlı

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) uhdesinde bulunan maden sahalarının parçalara ayrılarak ruhsatlarıyla birlikte satılmasının önünü açan Torba Yasa Tasarısı’nın 58. Maddesi’nin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilerek önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’na gelecek olmasına maden işçileri tepki gösteriyor.

TTK’da örgütlü Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS), gelişmeler üzerine Olağanüstü Genişletilmiş Başkanlar Kurulu ile Temsilciler Kurulu’nu toplamış ve eylem kararı almıştı.

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci ile Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Satılmış Uludağ, Genel Mali Sekreter Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Kahraman Kabasakal, GMİS’e bağlı Karadon, Kozlu, Üzülmez, Armutçuk, Merkez Servisleri, Amasra Şubelerinin başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, Üzülmez Müessesesi, Kozlu Müessesesi, Amasra Müessesesi’nin ardından 30 Ekim 2017 tarihinde TTK Gelik İşletmesi’nde çalışan maden işçilerini ziyaret ederek eylem süreci ile ilgili bilgi verdiler.

Gelik Cumhuriyet Kuyusu başında yapılan konuşmalar sırasında maden işçileri sık sık alkışlarla destek verdi ve “Madenci feneri sönmeyecek”, “Madenler bizimdir bizim kalacak”, “Direne direne kazanacağız” sloganlarını attılar.

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci şunları söyledi;

“Genel Maden İşçileri Sendikası olarak uzun zamandır Türkiye Taşkömürü Kurumu’na işçi alınması için mücadele veriyoruz. Zaman zaman KPSS ile küçük gruplar halinde işçi alınırken emeklilikler tüm hızıyla sürdü. TTK’da 2002 yılında 15 bin 119 işçi varken bugün işçi sayımız 7 bin 625’e geriledi. Üretim 1 milyon tonun altına düştü. Doğal olarak kurumun zararı da arttı.

TTK’yı göz göre göre zarara sürüklediler.

Taşkömürü ithalatı için yılda yaklaşık 4-5 milyar dolar ödüyoruz.

TTK’yı küçültenler bize, TKİ’yi ve Soma modelini örnek gösteriyorlardı.

Biz bunu kabul etmedik ve işçi alınması için mücadelemizi sürdürdük.

Son olarak 21 Haziran 2016’da Taşkömürü, Demir-Çelik ve Zonguldak Paneli düzenledik.

14 Temmuz 2016 tarihinde ise Madenci Anıtı’nda kitlesel basın açıklaması yaparak TTK’ya acilen işçi alınmasını istedik.

Ancak 15 Temmuz günü hain darbe girişimi oldu ve devamında gelen olağanüstü hal uygulamasıyla bu mücadelemiz kesintiye uğradı.

Şimdi ekonomik kriz beklentisiyle Torba Yasa çıkartarak çeşitli vergilerle

Faturayı bizlere kesmek istiyorlar. Bu Torba Yasa Tasarısı içerisine TTK ve TKİ’yi yani madenlerimizi de koydular.

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu, müesseselerini, hatta işletmelerini parçalayarak ruhsatı ile birlikte özelleştirmenin yolunu açıyorlar.

Ve bu yetkiyi TTK ve TKİ Genel Müdürlüklerine bırakmak istiyorlar.

Bizi birbirimizle kavga ettirmeye çalışıyorlar. Ekonomik krizin bedelini bize canımızla ödetmek istiyorlar.

Karadon, Kozlu, Soma, Ermenek ve diğer faciaları unuttuğumuzu sanıyorlar.

Bize yeniden Soma Modeli’ni, hatta daha ağırını dayatıyorlar.

MADENCİ FENERİ SÖNMEYECEK

Bu yasa tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi.

Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuzda gelişmeleri değerlendirdik.

Ardından Temsilciler Kurulumuzu topladık.

Üretim bölgelerini ziyaret ederek işçi arkadaşlarımıza bilgi veriyoruz.

Arkadaşlarımız dimdik ayaktalar. Tek yürek, tek ses haykırdılar; Madenler bizimdir satılamaz, madenci feneri sönmeyecek diyoruz. Sendikamıza akın akın destek ziyaretleri sürüyor.  Sivil toplum örgütlerinden siyasi partileri, çeşitli kurumlarımızdan belediye başkanlarına kadar çok sayıda ziyaretçi ağırladık.

Geçtiğimiz hafta 22 sivil toplum örgütümüzün başkan ve yönetim kurulu üyeleri  sendikamızı ziyaret ederek desteklerini belirttiler ve çeşitli önerilerde bulundular.

Zonguldak Sivil Toplum Örgütleri olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından randevu talebinde bulunduk.

Muhalefet partilerimiz çeşitli yollardan destek çalışmalarını sürdürüyor.

Hepsine teşekkür ediyorum.

Bugün MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile Ankara’da bir görüşme yapacağız.

ÖZELLEŞTİRME DEMEK ÖLÜM DEMEK

Madde TBMM Genel Kurulu’na geldiğinde farklı eylemlerimiz olacak.

Gözünüz, kulağınız Sendikanızda ve temsilci arkadaşlarımızda olsun.

Birlik ve beraberlik içerisinde mücadelemizi sürdüreceğiz.

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesine

izin vermeyeceğiz. Çünkü özelleştirme ölüm demektir.

Bu yasa tasarısı derhal geri çekilmelidir.

Eğer Hükümet bu sese kulak vermezse 1990-1991 ve 1994 yıllarında olduğu gibi madenciler ve bölge halkı olarak tek yürek, tek ses meydanlarda olacağız.

Atalarımızın bize emaneti olan maden ocaklarımıza, işimize, aşımıza, ülkemizin ve milletimizin geleceğine sahip çıkacağız.

Bu konuları ve haklılığımızı hayatın her alanında anlatmak zorundayız.

Sizler de ailenize, eşinize, dostunuza ve arkadaşlarınıza bu gerçekleri anlatınız”

 

İSA MUTLU; BİZİM TEK KAVGAMIZ EKMEK KAVGASI,

ÇOCUKLARIMIZA AYDINLIK BİR GELECEK BIRAKMA KAVGASI

GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, madencilere hitaben yaptığı konuşmada kavgalarının siyasi değil ekmek kavgası olduğunun altını çizdi.

Mutlu şöyle konuştu;

“Zorlu bir süreçten geçiyoruz. Daha önce bizim sabrımızı sınayanlar, yine bizi bu zorlu süreçlerle karşı karşıya bırakarak sabrımızı sınamaya çalışıyorlar.

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bu bölgede uygulanan rödovans sisteminin bu bölgeye ne bedeller ödettiğini, ülkemize ne bedeller ödettiğini ve bölgemizde kömür madenciliğini bitme noktasına getirdiğini ifade ettik.

Zonguldak’tan Ankara’ya giderek “Bu yasayı çıkaralım” diyenler şunu göz ardı ediyorlar; Zonguldak’ta sadece TTK’yı değil madenciliği bitirdiklerini, maden sektöründe kömür üretimini bitirdiklerini fark etmiyorlar.

Bu yasanın Zonguldak’a ihanet olacağını, Zonguldak’a sorulmadan çıkarılacak yasaların hiçbir kar getirmediğini ve bundan sonra da getiremeyeceğini ifade ettik.

Üstüne basarak buradan tekrar ediyoruz; Zonguldak’taki taraflara sorulmadan, Zonguldak’taki durum göz önünde bulundurulmadan, sadece üç-beş iş adamının istediği doğrultusunda yasaların çıkarılması doğru değil.

Kimsenin kendi menfaatleri uğruna Zonguldak’ı heder etmesine, bedel ödetmesine izin vermeyeceğimizi ifade ettik.

İzin verecek miyiz? (-Hayır)

1990-1991, 1994 yıllarında yaşanan tecrübelerden dersler çıkarılmadan bu adımların atılması doğru değil.

Biz bu kurumu canımızla, kanımızla bedel ödeyerek yaşattık. Biz Türkiye’nin ekonomisine, Zonguldak’ın varolmasına canımızla, kanımızla katkı sağladık.

Bir zamanlar bizi silah zoruyla ocaklara sokulmamızın sorumlusu biz değiliz. Bizi dün silah zoruyla ocaklara sokanlar bugün bizi silah zoruyla ocaklardan çıkaramaz.

Bu süreç sabırla ve soğukkanlılıkla izleyerek inanıyorum ki başarıya ulaşacağız.

Bu sorunu aşmanın tek yolu kenetlenmekten, birlikte hareket etmekten geçiyor.

Biz sivil toplum kuruluşlarıyla, tüm muhtarlarla toplantılar yapıyoruz. Aynı zamanda siyaset ile görüşmelerimiz de devam ediyor.

Bugün Sayın Devlet Bahçeli’yi ziyaret edeceğiz. Birlikte bu olayı masaya yatırıp TBMM’de bu kanun tasarısının geri çekilmesi için mücadele vermesini isteyeceğiz.

Her gün çoğalarak mücadelemizi artıracağız. Şayet sürecin sonunda bu kanun tasarısını geriye çektiremezsek ne yapacağımızı Meclis’te de söyledik, basına da söyledik, tüm yetkililere de söyledik, ne yapacağız, kendimizi ocaklara kilitleyeceğiz. 

Bir takım insanlar bu mücadeleyi siyasi mücadele anlamına çekmeye çalışıyor. Bizim kimseyle siyasi kavgamız yok. Bizim tek kavgamız var ekmek kavgası, iş kavgası, gelecek kavgası, Zonguldak’ın menfaatlerinin kavgası, ülkemizin menfaatlerinin kavgası. Bizim tek beklentimiz var, çocuklarımıza aydınlık bir gelecek bırakmak.

Hep birlikte mücadeleye var mıyız? (-Varız)

Gazamız mübarek olsun.”

Yorum Ekle