“Haber eşittir gerçek” denklemi tartışmasız doğrudur. Haber gerçeği yansıtmıyorsa, zaten haber değil asparagastır. Gazeteci de şaklabanlığın, hacıyatmaz icadı “sitcom”culuğun değil, gerçeğin yani haberin uslanmaz, vazgeçmez, inatçı aşığıdır.
Yıl 2021 Geride kalan koskoca 24 senelik medya hayatında yaşadığımız şehre ve bölgeye attığımız sayısız imza ve bunun yanında mesleğin ahlaki sorumluluğunu taşıyabilmenin onur ve gururu ile hiç bıkmadan ilerlerken özelikle 2010 Yılından sonra, mesleğimiz ciddi bir erezyona uğradı. Belirli kurumlarda kısa süre çalıştıktan sonra mesleğin hiçbir etik kuralını öğrenmeden iki habere giderek, lebleli olmadan nohut olmaya çalışanlar nedeniyle gazeteciliğin en önemli sac ayağı olan hiç kuşkusuz fikir gazeteleri azaldı.
Size bugün yaşadığım bir olay ile konuyu pekiştireyim.
Tanıdığım bir esnaf kapısının önünde çay içiyordu, selamlaştık. Buyur etti. Masa da oturan küçük kızın elinde telsiz vardı. Gayri ihtiyari “Hayırlı olsun yeni mi başladınız” Diye sordum.
Soru onu rahatsız etti. Cevap vermeden önce biraz düşündü. Ardından, “Hayır, ben asayiş haberlerine gidiyorum. Ondan tanımıyorsunuz. Belediye’ye gelmiyorum” Diye cevap verdi.
Sorduğum sorunun cevabı bu değildi aslında. Belediye’yi neden karıştırmıştı. Ayrıca ben yıllardır asayiş haberlerine koşan sırf bunun için muhabir yetiştirmiş bir medya mensubuyum. Yıllık asayiş haberlerinde de öne çıkanları toparlar bununla ilgilide TV’de ve İmtiyaz sahibi olduğum Gazete’de yer veren bir kişi olarak yıllar önce Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın bir basın toplantısında Gazetecilere hitafen söylediği söz aklıma geldi.
“Sadece asayiş haberi yapanlara, Kdz. Ereğli’yi korku şehri gibi gösteriyorsunuz” Demişti.
Ne kadar yerinde bir tespitti. Kdz. Ereğli’nin onca sorununa parmak basmış ve bunu okuyucuları, dinleyicileri ve izleyicileri ile paylaşan şahsım Başkan Posbıyık’ın bu sözlerini çok yerinde bulmuştum.
Sadece kaza, yangın gibi haberlere giderek Gazetecilik yaptığını sananların son zamanlarda ki haber başlıkları, “Ekipler olay yerine sevk edildi” “İntihar edeceği haberi geldi” “Kavgayı Polisler ayırdı” Trafik kazası çok sayıda ölü ve yaralı var.
Başlık ayrı haberi tıkladığınızda içerik farklı telden çalan son dakika olarak verilen son zamanların popüler olan pop şarkıları gibi, balon köpüğü misali iki satırlık haberlerde başlık ayrı, içerik ayrı telden çalmakta.
İşte bunlar ne zaman ki sektör de yer aldı, o zaman beli kırıldı basın camiasının.
Ve bu beli kırık basın’dan, çarpık-çurpuk gazeteciler türedi bolca.
Tereciye tere satmak deyimi de tam bu noktada anlam buldu. Bilgi birikimi olmayan, gazetecilik tutkusu bulunmayan gazetecilik denizinde yüzemez, yüzmeye kalksa bile boğulur, gider.
Olur ki bu “Çarpuk - Çurpuk” lara bakıp da gazetecinin böyle olduğunu sananlar olur diye, gazeteciliğin ne olduğuna, gazetecinin nasıl olması gerektiğine dair, Gazeteci ne iş yapar? Görev ve sorumlukları nelerdir.?
Buyrun okuyalım.
“Gazeteci sadece aktarandır.”
“Gazeteci kamuoyu adına soru sorandır.”
“Gazeteci soruların yanıtını bulandır.”
“Gazeteci merak uyandırandır.”
“Gazeteci merak edendir.”
“Gazeteci merak giderendir.”
“Gazeteci aktardığı bilgilerle kamuoyu oluşturandır.”
“Gazeteci mağdurların sesini kamuoyuna duyurandır.”
“Gazeteci vakanüvistir. Olanı yazan, gerisine karışmayandır.”
“Gazeteci sesi dışarı verebilen ayaklı ses kayıt cihazı, kayıttaki kameradır.”
“Gazeteci araç değil, aracıdır.”
“Gazeteci taraf tutmayandır.”
“Gazeteci mağdurlardan, halktan ve hakikatten yana taraf olandır. Toplumsal ve siyasal sorumluğu gereği hakikatleri ortaya çıkarandır.”
“Gazeteci vatanına, milletine, devletine, bayrağına bağlı olandır.”
“Gazetecinin vatanı, milleti, devleti, bayrağı hakikatleri ortaya çıkarmaktır.”
“ 5 N 1 K kuralına (ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden, kim?) uyarak yazan, kaydeden ve herkese aktaran kişidir gazeteci.”
Bu yanıtların hepsi gazeteciliğin tarifini içerse de, hepsine ayrı ayrı şerh düşmek mümkün.
Hoşcakalın...
