SON DAKİKA

Çaturoğlu: "Gerçeği̇ yansıtmamaktadır"

Çaturoğlu: "Gerçeği̇ yansıtmamaktadır" 26 Ekim, 2017 18:28 Güncelleme: 26 Ekim, 2017 18:28 Çaturoğlu: "Gerçeği̇ yansıtmamaktadır"

 

AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu yazılı bir açıklama yaparak şahsıyla ilgili yapılan spekülasyonlara “Plan ve Bütçe Komisyonunda TTK'nın özelleştirilmesi yönünde konuşma yaptığım iddiası doğru değildir, gerçeği̇ yansıtmamaktadır ve şahsımı itibarsızlaştırmaya yöneliktir.” Sözleriyle yanıt verdi 

AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu; Plan ve Bütçe Komisyonunda TTK'nın özelleştirilmesi yönünde konuşma yaptığım iddiası doğru değildir, gerçeği̇ yansıtmamaktadır ve şahsımı itibarsızlaştırmaya yöneliktir.

Milletvekili Çaturoğlu yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere eyer verdi; “Bazı sosyal medya hesaplarında ve basında yer alan Plan ve Bütçe Komisyonunda Torba Yasa görüşülürken TTK'nın özelleştirilmesi yönünde konuşma yaptığım iddiası doğru değildir, gerçeği yansıtmamaktadır ve şahsımı itibarsızlaştırmaya yöneliktir. GMİS başkan yardımcıları İsa Mutlu ve Adnan Tıska'yı resmi bir davet olmadığı halde Plan ve Bütçe Komisyonu toplantı salonuna ben aldım. İsa Mutlu söz alarak konuştu, ondan sonra ben konuştum ve İsa Mutlu yeniden söz alarak konuşma yaptı. Komisyon başkanı ilk sözü bana verdi ve benim konuşmam 58. madde üzerinde teknik bir konuşmaydı ve tamamen TTK Genel Müdürlüğünün bu konu ile ilgili tarafımıza verdiği bilgi notuna dayalıydı. Konu ise rödevans uygulamasının sorunlu olduğu, bu sistemin işlemediği ve bu sahaların TTK ile ilişkilerinin kesilip, ihale edilerek ruhsatlandırılmaları ve TTK'nın elinde bulunan Kandilli’de bir, Karadon'da iki, Cide'de bir ve Azdavay'da iki adet olmak üzere halen çalışmayan altı ocağın ihale edilerek ekonomiye kazandırılması ve istihdam sağlanmasına yöneliktir. Ayrıca rödevanslı sahaların rehabilite edilmesi amaçlanmaktadır. 58. Madde üzerinde yaptığım konuşmanın hiçbir yerinde özelleştirme ifadesi geçmemektedir. Buna rağmen bu konuda şahsımın hedef haline getirilmesi iyi niyetten yoksundur.

Tasarının 58. Maddesi üzerinde Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığım konuşmanın tam metni ekte gönderilmiştir.

Kamuoyuna saygılarımla.

AK PARTİ ZONGULDAK MİLLETVEKİLİ FARUK ÇATUROĞLU’NUN 1/884 ESAS NUMARALI “BAZI VERGİ KANUNLARI İLE KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI”NIN 58. MADDESİ ÜZERİNDE PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA YAPTIĞI KONUŞMASI 20/10/2017 

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli hazırun; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Tabii, Sendika Başkan Vekilimiz çok güzel bir konuşma yaptı ve söylediklerinin bir kısmına da katılıyoruz tabii yani onların hassasiyetlerini dikkate almamız gerekiyor. Tabii, burada benim TTK’dan aldığım bilgi –yani ben TKİ’deki durumu pek bilmiyorum da- Türkiye Taşkömüründen aldığım bilgi: Türkiye Taşkömürü İşletmeleri, 5177 sayılı Kanun’la değişik 3213 sayılı Maden Kanunu’nun ek madde 1’inci hükmü doğrultusunda 2005 yılından bu yana üçüncü şahıslara ihaleyle redevans işletmeciliğini yaptırıyor yani ruhsatlar kendi uhdesinde kalıyor, kendi ruhsatını işletmecilere kiraya veriyor ihale yöntemiyle. Yani şu anda zaten Türkiye Taşkömürü İşletmelerinin uhdesinde bulunan ruhsatları böyle kiralamak yöntemiyle bölerek ihale yaparak verme yetkisi var, 2005 yılından bugüne kadar yaptırıyor. Kurumun 2000/525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uhdesinde tahsis edilen ruhsat sahasında 22 taş kömürü sahası, 3 kuvars kumu sahası ve 1 boksit sahasında redevans yöntemiyle işletmecilik faaliyetlerini devam ettiriyor. 1 kil sahası için de Maden İşleri Genel Müdürlüğünden işletme izni talebi yapmış şu anda TTK. Ayrıca 6 taş kömürü sahasının sözleşmeleri çeşitli nedenlerle feshedilmiş olup bu sahalar da ihale edilebilecek durumdadır. Bunlardan bir tanesi, sayın başkanın ifade ettiği, Alacaağzı, Kandilli bölgesindeki Armutçuk müessesesi, bir diğeri Karadon’daki 10 ve 8 numaralı 2 tane saha ve diğerleri Cide’deki Nanepınarı ve Azdavay’da 2 tane saha var. Toplam 6 tane saha şu anda ihale edilip kiraya verilecek durumdadır. Kurumun ruhsat sahasındaki toplam taş kömürü rezervleri 1,5 21 milyar ton olup bunun 798 milyon tonu redevans usulüyle özel sektörün işletmeciliğine tahsis edilmiştir yani yaklaşık yarısı veya yarısından fazlası şu anda Türkiye Taşkömürü İşletmelerinin zaten uhdesinde bulunan ruhsatları redevans şeklinde kiraya verilmesi şekliyle işlettirilmektedir. Kurumun redevans uygulamasındaki amacı, kurum tarafından işletilmesi ekonomik olmayan kömür damarları ile devlet tarafından yatırım yapılması düşünülmeyen rezervlerin özel sektör yoluyla ekonomiye kazandırılması ve bu şekilde yeni istihdam alanları açılmasıdır. Redevans uygulamasındaki bir diğer amaçsa dağlık ve ulaşım olanakları fevkalade sınırlı olan taş kömürü havzasının küçük bölümlere ayrılarak işletmecilerin kontrolüne vermek ve kaçak ocak faaliyetlerine engel olmaktır.

Tabii, sendikacı arkadaşlarımızın belirttiği gibi, burada belli bir başarı sağlanmıştır ama tam istenilen neticeye de ulaşılamamıştır. Ancak bir diğer konu, son yıllarda redevans uygulaması, mahkemelerin kurum (TTK) ile redevans işletmecileri arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu yönündeki kararlarıyla çok olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalınmıştır. Şöyle ki: 10/6/2010 tarih ve 5995 sayılı Kanun’un 17’nci maddesi ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na dâhil olan Maden Kanunu’nun ek 7’nci maddesi, ruhsat sahibiyle redevans sözleşmesi imzalayan rödevansçının sorumluluklarını düzenlemektedir.

Rödevans sözleşmesine dayalı olarak işletilen maden sahalarında meydana gelen ölümlü veya yaralanmalı kazalar sonucu tazminat talepleri ile firmalar tarafından ödenmeyen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacakları, onları da geçtim, ücret alacakları, ulusal, dini bayram ve resmî tatil ücretleri vesaire her türlü işçi alacakları ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yatırılması gereken işçilikle ilgili her türlü ödemeler için firmalarla birlikte ruhsat sahiplerine yani TTK’ya da davalar açılabilmektedir.

Şimdi, redevansı kaldırıyoruz bu düzenlemeyle. Bu davaların davacıların lehine sonuçlanması hâlinde redevansçı firmalarla birlikte ruhsat sahipleri de tazminatları ve ödenmeyen işçi alacaklarını ödemek durumunda kalmaktadırlar. Hatta mahkemelerde, imzalanan redevans sözleşmelerinin muvazaalı olduğu, redevansçı firmada çalışan işçilerin TTK işçisi gibi tüm haklardan yararlanması iddiaları tartışılmaktadır. Bu durum ileriki süreçte TTK’nın içinden çıkılmaz bir noktaya gelmesine sebep olacaktır. Sadece 2016 yılında açılan davalarda 7 milyon TL ödenmiş ve 2017 yılında da hâlen devam eden davalar vardır.

Burada bundan amaçlanan konu, redevansçıların sahaları ayrı şekilde ruhsatlandırılarak yani onlara ruhsat verilerek TTK’nın uhdesindeki ruhsatlar parçalanmak suretiyle TTK’yle organik ve hukuki ilişkilerin kesilmesi, TTK ile redevans işletmecileri arasında asıl işveren -alt işveren ilişkisi iddialarını sonlandırarak Maden Kanunu ile diğer kanunlar kapsamındaki tüm sorumlulukların yeni ruhsat sahibine ait olmasını sağlayacak tır. Yani burada iddia edilen şey şudur: Redevans işletmecileri TTK’nın kiracısı sayılmaktadır ve bazı mahkemeler de burada alt işveren-üst işveren ilişkisi kurarak redevans işletmelerinden doğan bütün olumsuzları TTK’ya yüklemektedirler. Bu şekilde davalar devam etmektedir. Konunun özeti budur değerli hazırun.

 

Yorum Ekle