Ereğli’de yaşayan Saadet Arslan, babası Nazım Kılıç tarafından 5 ayrı bankadan çekilen krediler için mahkeme savaşı veriyor. Babasının ölümü ile ortaya çıkan olayda, bankaların ilk olarak sigorta şirketine gitmek yerine varislerine geldiklerini kaydederken, kredilerin babasının kanser hastası olduğu ve tedavi gördüğü sırada çekilmesine de anlam veremediğini kaydetti.
Ereğli’ de yaşayan 60 Yaşındaki Saadet Arslan, kanser tedavisi gören babası Nazım Kılıç’ın 2014 yılı 4. Ayında vefat etmesinin ardından, babasının üzerine çekilen 5 kredi olduğu ve bu kredilerin ödenmesi için kendisinden para talep edildiğini kaydetti. Kredilerin çekildiği tarihlerde babasının kanser tedavisi gördüğünü ve felç geçirdiğini iddia eden Arslan, Kredilerin çekildiği zaman sigorta için 3 bin 500 lira para kesildiğini, ancak bankaların sigortadan para almak yerine önce varislerine gelindiğini ifade etti.
Ereğli bölgesinde bu tür kredi çekmelerin arttığını ve özellikle yaşlı insanların kullanıldığını kaydeden Arslan, devlet büyüklerinden bu tür olayların önüne geçilmesi için gerekli önlemlerin alınmasını istedi. 4 çocuk annesi Saadet Arslan bu durumda kendisinin aldığı maaşın bir kısmına bankalar tarafından el konduğunu anlattığı konuşmasında “Babam 2014 yılı sekizinci ayında vefat etti. Karabük Araştırma hastanesinde öldü. 3 ay boyunca da zaten felçli idi. Ben fazla görüşmüyordum. Bana ölüm anında haber verdiler. Öyle gittim. Biz cenaze ile gelirken, Babamın telefonundan bizi aradılar. Biz ne olduğunu anlamadık. Oysa ki bankadan arıyorlarmış. Babam bankadan kredi çekmiş. Yanlarında kim vardı yoktu bilmiyorum. Kimsenin günahını alamam. Ama babamın kredi çekecek hali yoktu. Zaten felçli idi. Kanser hastasıydı. Gün ay biçmişti doktorlar. Artı saçı sakalı dökülmüştü. Nesine güvenip de kredi verdiler? Kefil yok, bir şey yok. Bizi aradıklarında kredi borcu olduğunu söylediler bizde acımız var diyerek telefonu kapattık. 3 gün sonra eve mektup geldi. 15 gün sonra bankaya ölüm verasetini vermeye gittiğimiz de öğrendik ve neye uğradığımızı şaşırdık. Şimdi araştırıyorum. Kefil yok, kamera kaydı yok. Kimlerle gitti. Yanında kimler vardı? Bu emekli bir insan. Zaten aldığı bin 200 lira maaş. Sadece 4 tane Ziraat bankası. Ereğli Akçakoca, Düzce ve İstanbul. Artı bunların üzerine de ölümünden 2 ay önce de, kalkamıyordu, yürüyemiyordu, nasıl götürdüler onu da bilmiyorum. ING bankasından Ankara’dan Postane aracılığıyla çektirmişler. Bunu da çektirenler İllaki birileri vardır ki, gerek bankanın dışında gerek se de bankanın içinde. Bunu yalnız başına asla yapamaz. Ben de emekli bir insanım. Ben geçen gün kredi çekmeye gittim. Benden kefil istediler. Peki babamdan neden kefil istemediniz. Şimdi ise 4 senedir verasetlerinin üzerine geliyorlar. Benim gerçekten psikolojim bozuldu. Her ay ben bankaya maaşımı çekmeye korka korka gidiyorum. 2 ay Ziraat bankası benim maaşıma bloke koydu”
SİGORTA ŞİRKETİ YTERİNE VARİSLERİNE GELDİLER
Yaşanan olayda çekilen krediden sigrta parası kesilmesine rağmen bankaların sigorta şirketi yerine önce varislerine gelindiğini anlatan Saadet Arslan “Burada bilir kişi raporlarında yazıyor. Sigorta karşılanmış. Sigorta parası kesilmiş. Bize bilir kişi raporu geldi. Emsal karar geldi. Bunların üzerine gelen kararı bozmaya çalışıyorlar. Geçen gün bir kağıt daha geldi. Üçüncü ayın 22’sinde duruşma var. Bu olaylar Ereğli ve çevresinde çok dönüyor. Hele ki bu yaşlıları bu şebekeler dolandırıyor. Hiç kimse anlamıyor. Taki biz gibi öldükten sonra duyuyorlar. Ama artık buna bir kişi dur desin”
BU İŞE BİRİLERİ DUR DESİN
Kredi çekilme işinde özellikle yaşlıların kullanıldığını ve bunun Ereğli bölgesinde çok fazla olduğuna da dikkat çeken Arslan, devlet büyüklerinden bu konuda yardım istedi. Arslan konuşmasında “Ben Başbakan’ıma sesleniyorum. Bu tür olaylara duyarlı olsunlar. Allah aşkına. Biz gibi daha çok mağdurlar var. Kimse mağdur olmasın. Bankada ki insanlara dışarıda ki insanlara birazcık daha itinalı davransınlar. Biraz daha incelesinler. Biz kapıdan girerken güvenlik bizim 95 yerimizi yokluyor. Onları da yoklasınlar o zaman. ING bank babama 4 ayda 25 bin lira kredi aylık bin lira ödemek kaydı ile. Benim babam o aylarda zaten felçliydi. Kemoterapi alıyordu. Yatalaktı. İmza atacak eli ayağı ki zaten sağdan felçli idi. İmza atacak asla bir imkânı yoktu. Nasıl yaptılar, nasıl kredi verdiler? Nasıl imzasını kulandılar. Bu düpedüz sahtekarlık” dedi.
