SON DAKİKA

27 YAŞINDA Kİ GENCİN BEDELİ 215 BİN LİRAYMIŞ"

Zonguldak’ta 17 Mayıs 2010 tarihinde meydana gelen ve 30 işçinin öldüğü grizu faciasında bir madenci için 215 bin 523 lira tazminat kararı çıktı. 18 Aralık, 2013 15:51 Güncelleme: 18 Aralık, 2013 15:51 27 YAŞINDA Kİ GENCİN BEDELİ 215 BİN LİRAYMIŞ"

Zonguldak’ta 17 Mayıs 2010 tarihinde meydana gelen ve 30 işçinin öldüğü grizu faciasında bir madenci için 215 bin 523 lira tazminat kararı çıktı.

Kararı değerlendiren maden emeklisi baba Satılmış Kocakaya(51), "Demek ki 27 yaşında su gibi gencin ederi bu kadarmış. Biz parayı değil, suçluların cezasını çekmesini istiyoruz." diye tepki gösterdi.
Grizu faciasında ölen Maden teknikeri Sadık Kocakaya'nın(27) annesi Sabahat (51) ve TTK’dan emekli babası Satılmış Kocakaya (51), oğullarının ölümünde ihmal olduğunu söyledi.

Türkiye Taşkömürü Kurumu(TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü’ne ait ocağın eksi 540 kodunda yaşanan grizu patlamasında, ocakta galeri açma işini yürüten Yapı-Tek firmasının maden teknikeri Sadık Kocakaya, ölen 30 işçiden biriydi. Kurum ve taşeron firmadan 28 sanığın Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz yargılandığı dava 4 yıldır sürerken, ölenlerin yakınlarının açtığı tazminat davasından birisi sonuçlandı. Sadık Kocakaya'nın eşi Dilek Kocakaya ve yakınlarının açtığı Zonguldak 3. İş Mahkemesi; sanıkların, işçinin eşi, anne-babası ve kardeşlerine toplam 215 bin 523 lira tazminat parası ödemesine hükmetti.

ACILI BABA: OĞLUMUZUN EDERİ BUYMUŞ

Karara tepki gösteren maden emeklisi baba Satılmış Kocakaya, "Üzüntü ve stresten kalp hastası oldum. Anjiyo geçirdim. Eşim de şeker hastası. Sıkıntımız çok büyük. Biz gece gündüz ağlıyoruz. Suçlular dışarıda geziyor. Bizim için önemli olan ceza davasının sonuçlanması. Çok şükür emekli maaşımla geçiniyoruz. Bakın bir çocuk baklava çalıyor, 15 sene hüküm veriyorlar. Biz su gibi delikanlıyı helal para kazansın diye ocağa gönderiyoruz, 4 yıldır dava sonuçlanmıyor. Oğlum hayattayken bize ‘ocak içinde ufak gazdan bir şey olmaz, işinize dönün talimatı veriliyor’ diyordu. Şimdi o ihmaller sonucunda 30 tane can gitti. Onlar dışarıda gezdikçe bizim gözyaşımız dinmez." dedi.

BİLİRKİŞİ RAPORUNA İSYAN ETMİŞLERDİ

Kocakaya çifti, daha önce çıkan bilirkişi raporunun kendilerini yaraladığını ifade etmişlerdi. Evinin bir odasını Türk bayrağı ve oğlunun fotoğraflarıyla donatan Kocakaya çifti, 24 Ağustos 2011 tarihinde verdikleri "Bilirkişi raporuyla grizu faciasını yeniden yaşadılar" başlıklı röportajda, gözyaşları içinde,
"Çocuğumun başını yediler. İhmalcilik. Çocuğum hep diyordu. Özel olduğu için o kadarcık gazdan bir şey olmaz. Girin şöyle yapın diyorlardı. Kıl payı kurtuluyoruz diye bize anlatıyordu. Adalet yerini bulsun. Bir çocuk kaç senede yetişir. Ben 27 yıldır ne yoksulluklarla büyüttüm. Ben onu kömür toplayarak büyüttüm. Bu acımı hiç bir şey dindirmez. Ben şeker hastası oldum üzüntüden. Benim beyim zaten rahatsız. Oğlum öldüğünde 11 aylık evliydi." ifadesinde bulunmuşlardı.

Yorum Ekle